Ertuğrul Sağlam’ın belli ki halen aklı karışık…Geçen haftanın ardından 4 yeni oyuncu ile oyun başlangıcının bize anlattığı bu.
Aslında takımı maça iyi de başladı. Oyunu rakip kaleye yıkmakla kalmadı, ribauntları toplayarak akın devamlılığı da sağladı. Hatta 20’de Bursa’nın gelen golüne kadar sahanın tek patronuydu. Ama gol yollarında her zaman olduğu gibi yine beceriksiz ve savurgan olmasının cezasını ödedi.
Başta Buğra olmak üzere, Guido ve Ferhat’ın, Gyasi ve Gökhan Alsan’ın seviyelerine cevap verememeleri toplam kaliteyi ve reaksiyon gücünü geriye çekti. Vukan ve Kubilay’ın sürpriz bir şekilde aynı anda kenarda oturmaları da tabii.
Hoca devreyle birlikte beklenen değişiklikleri yaptı belki, ama artık aşina olduğumuz oyununu dışına çıkmadı yine.
Nadir’in yanına bir oyuncu daha gönderip çift forvete dönebilirdi misal. Ta 60’da Özer atılıp, rakip eksilene kadar bekledi bu hamle için nedense.
Özer’in kırmızısı sonrası ilginç ve yadırganacak gelişme şuydu: Paniklemesi gereken taraf çömez oyuncuları ile Bursaspor olması gerekirken, tecrübeli isimlerden oluşan Samsunspor’un olmasıydı.
Sayısal üstünlüğe rağmen hem sakin kalamamanın hem organize olamamanın izahı yok. Tam anlamıyla oynanan, kaos futbolunun da!
Ceza sahası içindeki kalabalığa top şişirmekten öte aksiyonlar denememiş olmak, en az skor kadar düşündürücü ve dramatikti.
Üçüncü goldeki hatası nedeniyle Erhan eleştirilecektir, ama bu onun takımı adına sahanını en iyisi olduğunu değiştirmeyecek; ilk yarı performansı ile kısmen Gyasi’nin de…
Bursa’yı genç oyunculara rağmen puantajda buraya getiren, dinamizmleri ve yüksek konsantrasyona dayalı oyun sadakatleri. Bu maçta olduğu gibi hiç vazgeçmediler bundan.
Bir yandan yarışırken, bir yandan Türk futboluna yeni yıldızlar hediye etmeleri takdire şayan.
Kadrolarının nerede ise tamamı Vakıfköy patentli, Samsunspor’da numunelik olarak bir tane bile düşünülmezken.
Yarını da yenildi Samsunspor’un maalesef, sadece bu günü değil!